Saçma sapandan atılan saçmayla kim vuruluyor ki, niye kaçsın? Bunu bilen guguk kuşu tünediği daldan aşağı hu-kuk hu-kuk diye ötüyor ya, biz de bir kerameti olmasaydı saçmalarımızdan biri isabet ederdi zahir aldanmasıyla guguktan hukuk talimine koşturuyor, tamiline koşuyoruz kendimizi, birbirimizi.
Hukuk guguktan çıkmaz. Fakat hukukun kaynağı guguktur diyen ahmaklara denk ahmakların “hukukun üstünlüğü” teraneleri itibara ve ihtiyara geçiyor. Terennüm edenler de iftihara… İftihara geçmeleri ise kitaplar, bantlar, diskler dolusu zırvaları ağzımıza, kulaklarımıza, gözlerimize oradan da kafamıza ve yüreğimize boşaltmaları sayesinde oluyor. Bu tür boşaltım sistemleri guguk mukallidi kişilerin hu-kuk hu-kuk ötüşmelerinde bir mana var vehmiyle açığa düşmüş bizlerin avanaklıklarından besleniyor.
Hukuk başkadır, kanun başkadır diyorlar. Çevir tepsiyi yanmasın canım! Kanun Devleti başka Hukuk Devleti başka diyorlar. Yemezler, başka kapıya efendi! Bir propagandadır yürüyor, bizi oradan şuraya sürüyor. Oluş ve bozuluşu açıklayıcı kaynak makamına zaruretleri ve istekleri koyuyorlar da okuyorlar bu gazeli tabi. O kaynaktan ilke-hukuk ve alet-kanun çıkarırken de hayati, maddi, beşeri malumatları kullanıyorlar. Sözünü ettikleri hukukun, Türkçe’de, “gerçek olduğu için geçerli” meramından başka bir anlamı yoktur oysa. Teklif ettikleri şey “hakikattir fakat hak değildir”. Kargaya kulak veren diğerleri var güya muarız! Guguk hukuk diyesiyse eğer karga misal gak gak diyen de “hak hak muhakkak” diyesidir herhal!..
Üstünlük ne kanunilerde ne hukukilerde, üstünlük muttakilerde ve’s-selam. Mümin kişinin fiilinin mucibesi hukukun ve mefulü de kanunun kaynağıdır esasen. Garazkar kişinin mucibeleriyle de bir hukuk ve kanun iddia edebilirsiniz elbet… edebilirseniz edin yani. Ama o telifinizi “hakkın ve hikmetin tebliği” diye yutturmaya kalkmayın. Her kursak harama ve batıla açık değil iyi bellensin.
Buraya kadarki dokunaklı sözün şehir mebahisimizle ne alakası var diyor musunuz? Dersiniz tabi. Birer guguk olarak yani hırsız ve yurtsuz kuşlardan iken sizden başka ne bekleyeceğim ki! Yahut birer karga olarak yani leşçi ve yağmacı kuşlardan iken sizden başka ne bekleyeceğim ki! Siz hımbıllar ve yamyamlar bile kanatlısınız diye kuşlardan sayılıyorsunuz ya Bülbül utanç içinde, gülistan ise batak ve aşk şehvetle bir tutulmakta. Ey Şehir, bülbül gibileyin kafese kaçmak düştü sana. Tahtadan tabancalar ve boktan saçmalar sayesinde erkek sanılıyor ya guguklar, kargalar bir kere daha düştü ağlamak sana.
Mahal Üçlemesi 